29 Aralık 2010 Çarşamba

DÜŞTÜM!

Sevdiğim, ben düştüm…Yolda düştüm…Çamura…Düştüm…Dara..Düştüm…Denize düştüm…Derde sonra…Dermansız derde düştüm…Düştüm ben…Kara düştüm…Karanlığa sonra… Kedere… Düştüm… Gecenin kör kuyusuna düştüm… Düştüm ben… Toprağa düştüm… Ele ayağa düştüm… Gülün dikenine düştüm… Ayrı düştüm… Garip düştüm… Sokağa… Düştüm… Kötü yola düştüm… Çaresizliğe düştüm… Hasta düştüm… Açlığa sonra… Yalnızlığa düştüm… Ayrılığa düştüm… Gama düştüm… Düştüm ben… Topraktaki çatlaklara, dudaktaki zehirlere düştüm… Dildeki yılana düştüm… Kuzumun kokusuna düştüm.. Düştüm ben… Yağmurlara, çamurlara düştüm… Ağustosta kara düştüm… Soğandaki zara düştüm… Candaki kana düştüm… Ben… Bulanık bir akla düştüm… Sararmış yaprağa, boşalmış kundağa… Düştüm… İdamlık sehpaya düştüm ben… Kızılca kıyamet ufuğa düştüm… Anamın parçalanmış rahmine, yavşak gülüşlü yediemine, kulun tanrıya yeminine düştüm… Ben…Yarım kalmış bir türküye düştüm… Rakıya düştüm… Perdeye düştüm… Sineye düştüm… Ellerin ayazına düştüm…Düştüm ben…Dama, mahpusa düştüm…Mezara düştüm..Dehşete düştüm…Yardan uzağa düştüm…Ayrı düştüm…Gayrı düştüm…Gayrı, düştüm; uyandım...

Eab.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder