17 Şubat 2013 Pazar

SEVDİKÇE...


sevdikçe.. azalıyorduk oysa..çoğumuz gittiğinde anlıyorduk en çok da… bir kadın düşüyordu gökyüzünden salınarak…dünyanın en değerli tüyü gibi; zümrüdü anka’nın kanadından..rüzgarsızdı nefesimiz..sevdikçe kısalıyorduk biz..hiç bir zaman tutacak ellerimiz olmadı mesela..yanaklarımıza düşen gölgesini yağmurun.. zatürreden başka dert bilmedik.. sevi yağmurlarının ürpertisi canımızda sarmaş dolaş gezinirken…

sevdikçe..trenler kalkıyordu içimizden dışımıza.. ne kadar hüzün varsa hücrelerimizde o kadar tüketiyordu düşüncemizi bu tepeden tırnağa boktan sızı.. sevdikçe, çabalıyorduk; gamzesinde boğulmak için nefaset bir esrarın.. yorgunduk; geceden kalma bir halimiz vardı.. düşecek son yaprağı bekliyordu yokluğa diktiğimiz buğulu gözlerimiz… yeniden doğuyorduk sevdikçe..

ağlayan çocukları emziriyordu; memeleri çoktan kıraçlaşmış dilsiz analarımız..her cumartesi başka bir ana; rahmine evlat acısı ekiyordu..tarlalarda hunharca biçilmiş çiçekler vardı oysa..çünkü biz sevdikçe…küçülüyorduk.. ufalıyorduk gölgemizin bu kadar büyük olabileceğine şaşırarak…

masada şarap döküğü…gönülde sevda söküğü.. ne iki yakamız bir araya geliyordu sevdikçe.. ne de dilimizde türkü oluyordu yalnızlığın bu büyük günlüğü..sevdikçe yağmur yağıyordu sokağa..buz gibi bir düşünce düşüyordu şakağa…küçük hevesleri desteleyip, gömlek cebimizde uğurluyordu ninelerimiz geride kalmış, kaçırdığımız bütün o güzel bayram sabahlarına..

sevdikçe… azalıyorduk oysa..bu kadar çoğul sürmenin gözlerimize düşen kalleş karartısında.. tek saadetimizdi aslında; iki tas yemek, gazete kağıdından bir sofra. boynumuz kıldan inceydi; hakkımızda verilecek her türlü adli karara..

çünkü sevdikçe.. biz oluyorduk..daha yakışıklı bakıyorduk.. korkmadan yürüyorduk karşımızdaki tüm karanlıklara..adam oluyorduk sevdikçe..

eab.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder