yüzme bilmeyen
canavar bir kalabalığın yüzdüğü
hayvan çıplakları dolmuş şişeye...
okyanus
minnacık bir fanusun içinde
içinde
binlerce çift
ayrı renkte göz
ve
bir o kadar da saçma sapan ve bir anlamı olmayan söz...
salınarak beklenildiğinden medet umar
küçük bir hikayenin elleri
boğazını sıkar
gizlediğin bütün sinsi düşlerinin...
östrogotlar
menzillerine saklanırken...
kırık uçlu kalemiyle sokak ressamı
başka bir kavmi çizer
ortasına ömrün...
dantenin dibine hemen...
dantenin önüne...
önündeki yeni yavmin sızından muzdarip
rakı basar ağrısına ergenliğinin dante,
la fontane
bir kümseste basılır sekiz on fahişe tavukla
ağır bir iştir
sermaye tavukların dublajı ana dilde...
binlerce deniz mili ötede
şangırtısı
beynin duvarlarında nakarat
ve
bu hali bilincin
delicesine huzursuz ve de sakat...
somurtkan cüceyle
pamuk prensesin ilişkisi
asla aydınlanmayacak
ve bütün çocukluğum
bu masalın gölgesindeki puslu potkalda
unutulup yosun tutacak....
eab.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder