28 Aralık 2010 Salı

HADİ...YAPALIM!

Hadi yapalım… Yapıcılar, nasırlı ellerini şuurumuza sokup ta zevk veren tüm tümörlerimizi söküp almadan...
Vakit varken daha yani... Yapalım hadi!... Bahar, polenlerindeki bütün tohumları Dali’ nin vajina takıntılı fırça darbelerine kurban vermeden daha, yapalım hadi… Hadi yapalım, yeni bir çocuk klasiği yazalım mesela; içindeki en Tolkien fantastiği ucubeleri, helyum bakışlı balonlar gibi şişiren… Yapalım; düşlerin “paaat” diye düştüğü sahnelerdeki can çırpınışlarını gözlerinin kenarına sürme diye çeken güzellerin esaretinden kaçma planlarını...

Hadi! Yapalım... İçinden başka bir cinayete kurban gidilen ve asla geri dönülmeyen dâhiyane bir cinayet tasarlamayı… Hadi… Bir uçurtmanın kuyruğunun peşinden tembel bir fikri ayağa kaldırıp bütün özlemleri geri getirsin diye koşturmayı… Kalkıp gitmelerin geride bıraktığı tüm izlerin düşsel aritmetiğini hesaplamayı… Uçsuz bucaksız bir yalnızlığın ruhu kavrayan gergefinden sıyrılmama ussuzluğunu… Hadi yapalım. Ellerini uzat ellerimin boğumlarından siyatik dökülen irinlerine… Kalbin zarındaki deliklerin atomizer sevmeler sonrası müteakip kereler büyümeleri yarışırcasına… Yeni tanımlar bulalım aşk dediklerine; bilinmeyen baharatları bahar bahar arayarak...

Hadi parka ile parke arasına sıkıştırılmış bir yaşamın en devrik ve solcu taraflarını teyelleyelim; şimdilerde izbe bar köşelerinin izlenebilirliği yüksek a... salak devinimlerinde… Hadi yapalım burun deliklerimiz kendilerini daha mukaddes delikler sanırcasına içmeye atlayalım çivileme… Çivileme bakışların nakışları kıvranırken en uçlarında memelerimizin, erotik zavallılıklar besteleyelim naftalin kokulu solfejlerde… Sol anahtarı çoktan paslanmış bir senfoninin ben fonileşen aptal sesine tenhalaşalım, kuytulaşalım, hadiiii…

Hadi uyuşturucuya son… Hadi uyuşturamayıcıya da son… Hadi politik lağım kokularından “eau de toilet” sifonları imal edelim… Yapalım, hadi!!! Düşmanımıza kalleşçe saldıralım arkadan… Arkadan saldırmanın kutsallıklarımıza isyan niteliğinden sıyıralım anüsleri… Anüs ve kosinüs arasındaki sinüzitsel akıntıya bırakalım kendimizi… Utanalım!

Hadi yapalım, pikniğe gidelim mesela bu Pazar… Piknemeyelim kahrını bütün evrensel şarkıların nakaratlarını… Kıçımızda efil efil bahar rüzgârları gezinirken… Bir tenhada nasıl götürürüm dostlarımızla kurtaralım dünyayı gözlerimizi açılan yakalarından dışarı fırlayan memelerinden alamazken… En başarılı seksten daha başarılıydı harbiden tatminlerinin izinden gitmek her gece kadeh kadeh… 

Daha anlamsız kavgaların resimlerini aramak kirlenmiş albüm sayfalarının kokuşmuşluğunda… Hayale baz istasyonları kuralım. Radyasyon kurbanı eciş bücüş düşler görelim sonra, hadi... Hadi yeşilliğine aldanalım “muraad” sanıp düşlerimizdeki dolar bazında bir zavallılığın! Hadi ellerinde hergün daha fazla yükselen birkaç bin dolar ve birbirini ararken kaybolmaktan bi polar bozukluk kıvamında zevk alan manik depresif zavallıların “many for nothing” melodilerine parmak şaklatalım sonra… 

Hadi eğlenelim...Sevişelim hadi...Hadiii!!! Sevişerek evlenelim... Sonra şiddetle geçinemeyelim... Yoldan iki şahit çevirip bir de ters açıdan inceleyelim, tek celsede bardaktan boşanmanın devinimini... Hadi bulduk sanalım... Hadi sanal yapalım... Hadi yaptıklarımızın hepsini inkâr edelim, gizleyelim... Hasta ruhlu çocuklar doğuralım... Onları bir sürü saçmalıkla süsleyelim... Hadi sanal piçler dolaştıralım şehrin en tehlikeli ve karanlık sokaklarında... Hadi, yere düşen her faili meçhul gölge için, oylumu kadar göz yaşı düşürelim sessize... Ağlayalım hadi...Usulca, göstermeden kimseye... Hadi bizi rahatsız eden kelimeler topladı diye, organize suç çetesi oluşturmaktan kıralım ucu sürekli kırılan bir kurşun kalemi ortasından...


Ellerimizin ucundaki işaretlerin gösterdiği zifir sevişmelerin terlerini silelim hatta birbirimizin gözlerinden… Gözyaşlarının kurutulduğu kiler saadetlerinde kalan çocuklukların kırık tekerli dandik kamyonlarına doluşalım. Römorkör körleşin kalabalığımızın dikiş tutmaz iflah olmaz afacanlıklarına… Bırakıp kaçalım hadi en orta yerinden sevgiliyle aşkların en kusursuzuna yelken açmışken. En açık yelkende kanlarını sergileyelim on yedilik bakirelerin ya da bakirlerin… 

Fakirlerin zenginleştirildiği aşırı devrimci söylemlerde bulunalım. Kahve içelim… Ayılmak için votka enerji drink ikilisinin ırzımıza geçtiği anlardan… Hadi. Yapalım… Kanka’ mızın aşkına bakalım gözümüzün ucuyla. Ondan utanalım sonra… Mastürbasyonlarımızın fahişesi olduğunu duyurmayalım kimseye aman… Hadi dürüst olalım… Ha?

Susmayalım… Durmayalım... Beklemeyelim... Yapalım…Hadi...

Eab.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder