Gecenin yüreğinde çırpınan bir bilmecedir ihanet…
Karanlığın gizemine yenilenlerin maskeleri düşer, her yasak öpüşmede…
Evrenin en güzel yıldızı çaresizce titremeye başlar, ihanet gözlerini açtığında…
Şeytanın, eti ruhtan soymasıdır sinsice; zehrini yavaşça akıtmasıdır gizlice…
Sessizce yenilmektir; zaaflarının dikenli çarmıhına gerilmektir…
Tükenmek, tüketmektir ihanet! Işığın nurundan sıyrılıp gölgeye dönüşmesidir varlığının…
Buldum dediğin anda kaybetmek…
Var olduğuna sevinirken yok olmaktır…
İhanet, nefes değil; nefret alıp vermektir…
Olmayan bir cennete…
Çocuk gibi masum bir sevinçle heveslenmektir…
Duvarda kıvranan gölgelerin…
…cana düşen gözyaşlarıdır ihanet!
Titreyen bir mum ışığının…
…tek nefeste söndürülmesi…
Kutsal bir dokunuşun…
…hıçkırıklarla kurban edilmesi…
Şehvetin kan ter içinde kendinden geçmesi…
…beklemediğin anda gözün bebeğini yitirmesi…
Canının bedeninden çekilmesidir ihanet!
İhanet, bugün için kendini geçmişe gömmen…
…günden güne çaresizce tükenmen…
… dayanılmaz bir acı yüzünden ölmendir!!!
-küf'ten-
eab.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder